NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
وَكِيعٌ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ
مَنْصُورٍ
عَنْ
إِبْرَاهِيمَ
عَنْ
هَمَّامٍ
قَالَ جَاءَ
رَجُلٌ
فَأَثْنَى
عَلَى
عُثْمَانَ
فِي وَجْهِهِ
فَأَخَذَ الْمِقْدَادُ
بْنُ
الْأَسْوَدِ
تُرَابًا فَحَثَا
فِي وَجْهِهِ
وَقَالَ
قَالَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا
لَقِيتُمْ
الْمَدَّاحِينَ
فَاحْثُوا
فِي
وُجُوهِهِمْ
التُّرَابَ
Hemmâm (r.a.)"den
(rivayet edilmiştir);
Bir adam gelip (Hz. Nebi'in
huzurunda) Hz. Osman'ı yüzüne karşı övdü. (Orada bulunan) el Mikdâd İbn el
Esved de (yerden bir avuç) toprak alıp (öven kimsenin) yüzüne saçtı ve:
Rasûlullah (s.a.v.):
"(Böyle yüze karşı) "medhedenlerle karşılaştığınız zaman yüzlerine
toprak saçınız, buyurdu" dedi.
İzah:
Müslim, zühd, Ebu
Davud, hudûd; Tirmizî, zühd; İbn Mâce, edeb; Ahmed b. Hanbel. VI ,5.
Hattâbi (r.a.)'nin
açıklamasına göre bu hadis-i, şerifte yerilmek istenen yüze methedicilerden
maksat, kişileri yüzlerine karşı överek onlardan menfaatlenmeyi âdet ve geçim
kaynağı hâline getirenlerdir. Kişileri, yaptıkları hayırlar veya güzel işlerden
dolayı başkalarını da bu gibi işlere teşvik maksadıyla yüzüne karşı öven
kimseler değildir. Her ne kadar, Hz. Mikdâd, bu hadisi zahirine hamlederek
kişileri dünyevi menfaat temin etmek gayesiyle yüzüne karşı öven kimselerin
yüzlerine toprak saçılması gerektiğine inanıp öyle amel etmişse de ulemâdan
bazıları bu hadisi: "O kimseye beklediği menfaati vermemek suretiyle, onu
bu dünyalık ümidinden mahrum ediniz, yüze karşı övgüsüne karşılık elini boş
çıkarınız" manasına yorumlamışlardır.
"Onun avucunu
toprakla doldur." mealindeki hadiste geçen "toprak" kelimesiyle
"zina eden için taş vardır" mealindeki "taş" kelimesinin
mahrumiyetle tefsir edildikleri gibi.
Nitekim araplar, elinde
avucunda hiçbir malı kalmayan kimse için, "ma lehü gayrü't türâb: elinde
topraktan başka bir şey yoktur" derler ki, "dünyalık namına hiçbir
şeyi yoktur" anlamına gelir.